Türk futbolunda çifte standart tartışmaları yeni değil, ama her hafta biraz daha büyüyor. Son günlerde sosyal medyada ve spor camiasında geniş yankı uyandıran iki pozisyon, bu tartışmayı yeniden alevlendirdi: Napoli’nin yıldızı Victor Osimhen’in pozisyonuna “net kırmızı” diyenlerin, Fenerbahçeli Alexander Djiku’nun rakibine yaptığı müdahaleye “devam” demesi büyük bir ikiyüzlülüğü gözler önüne seriyor.
Osimhen Pozisyonu: Temas Var, Tartışma Daha Büyük
İlk olarak Osimhen’in pozisyonunu ele alalım. Herkesin ortak görüşü: Topla birlikte hareket eden bir oyuncuya yapılan kontrolsüz müdahale var. Temasın şiddeti tartışmalı olabilir; ancak pozisyonun hızı, tehlikesi ve oyuncunun sağlığı açısından ciddi bir tehdit oluşturduğu ortada. VAR’ın devreye girdiği bu pozisyonda, birçok yorumcu ve taraftar “net kırmızı” dedi. Futbolun evrensel kurallarına göre bu tür müdahalelerin sonucu genellikle kart olur — kırmızı kart.
Ama şimdi dönelim aynı futbol anlayışını savunanların göz ardı ettiği başka bir sahneye…
Djiku’nun “Dövüş Sahnesi” Gibi Müdahalesi
Fenerbahçe’nin deneyimli savunmacısı Djiku’nun, rakip oyuncuya yaptığı müdahale ise deyim yerindeyse Uzak Doğu dövüş filmlerini aratmadı. Ayak tabanı önde, yüksekten gelen bir müdahale… Rakibin dizine yakın bir noktaya net bir darbe… Temas şiddetli, kontrolsüz ve rakibin sağlığını ciddi anlamda tehdit ediyor. VAR’a gitmeye bile gerek kalmadan sahada kırmızı kart çıkmalıydı. Ancak ne oldu? Hakem “devam” dedi. Ne sarı, ne kırmızı, hiçbir kart çıkmadı. Oyun devam etti, pozisyon tartışmaların gölgesinde kaldı.
Peki, şimdi soralım:
-
Osimhen’e yapılan müdahale “kırmızı”ysa, Djiku’nun yaptığı ne?
-
Eğer Djiku’nun pozisyonuna “devam” deniyorsa, Osimhen’e neden “kırmızı” dediniz?
Yanar Döner Olmayın, Omurgalı Olun!
İşte tam da burada futbol yorumcularına, spor medyasına ve taraftarlara düşen büyük bir görev var: Taraf tutmadan, adil bir duruş sergilemek. Eğer gerçekten futbolun doğrularını savunuyorsanız, pozisyonlara göre değil, kurallara göre değerlendirme yapmalısınız. Renkler gözünüzü kör ediyorsa, yorumunuz objektif olmaktan çıkıyor. Bu da futbolu bir spor olmaktan çıkarıyor, bir kaosa dönüştürüyor.
Omurgalı olmak demek, kendi takımının oyuncusu dahi olsa yanlışını savunmamak demektir. Eğer Osimhen’in pozisyonunda “kırmızı” diyorsanız, Djiku’nun pozisyonuna da aynı ciddiyetle yaklaşmanız gerekir. Aksi takdirde, futbol kamuoyunu yanıltır, adalet duygusunu zedelersiniz.
Peki Ya Kanatlı Oyuncuya Yapılan Faul?
Djiku’nun müdahalesinin hemen ardından bir başka tartışmalı pozisyon daha yaşandı. Kanatlı oyuncuya (muhtemelen Galatasaray veya başka bir rakip takımın oyuncusu) yapılan müdahalede de kart beklentisi vardı. Ancak yine değişen bir şey olmadı: Hakem sessiz kaldı, VAR sessiz kaldı, futbol izleyicisi çileden çıktı.
Artık yeter!
Futbolda Standart Şart!
Futbol, adalet duygusunun yüksek olduğu bir oyun olmalı. Kural her takım için geçerli olmalı. Aynı pozisyonlara göre farklı kararlar verilirse, sporun ruhu bozulur. Bu yüzden, hakemlerden önce yorumcuların ve taraftarların da vicdan terazisini doğru ayarlaması gerekiyor.
Eğer bir pozisyona “kırmızı” diyorsanız, benzeri pozisyonda da aynı tutarlılığı göstermek zorundasınız. Aksi takdirde inandırıcılığınız kalmaz.
Son Söz: Adalet Herkes İçin Aynı Olmalı
Bu yazı ne Osimhen’i savunmak için yazıldı, ne de Djiku’yu hedef almak için. Amaç, futbolun adalet terazisinde dengede kalmasını sağlamak. Unutmayın, bugün susarsanız, yarın aynı adaletsizlik sizin takımınıza yapılırsa konuşacak yüzünüz kalmaz.
Omurgalı olun. Taraftar olun ama körü körüne değil. Futbolu güzelleştiren şey; doğru, adil ve tarafsız yorumlardır.